Bangladeş konferansının bir meyvesi: Risale-i Nur’lar Bengalce basılıyor

14.02.2019


 

İstanbul İlim ve Kültür Vakfı'nın Bangladeş Kushtia İslam Üniversitesi’nde düzenlediği "2. Uluslararası Bangladeş Nursi Konferansı"nın sonrasında, Bangladeş Diyanet İşleri Başkanı Shamim Mohammed Efdal, Risale-i Nur’ların tamamını Bengalce dilinde basacaklarının müjdesini verdi.

 

İstanbul İlim ve Kültür Vakfı'nın 28-29 tarihlerinde düzenlediği "Risale-i Nur Perspektifinden Global Barış ve Uyum" konulu konferansın kapanış programında konuşan Bangladeş Diyanet İşleri Başkanı Shamim Mohammad Afzal  “Said Nursi Mevlana Celaleddin gibi büyük bir İslam âlimidir” dedi. Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur’da anlattığı hakikatler hakkında “Said Nursi’nin üzerinde durduğu gibi bir Müslüman bozulursa, âlemi fesada uğratacak derekeye iner.” tespitinde bulunan Shamim Mohammed, şu sözlerle konferansa olan beğenisini dile getirdi:

“Said Nursi’nin eğitim metodunda önemli bir nokta Arapçanın yanında Türkçeye yer verilmesi gerektiğini söylediği gibi bizde dini eğitimde; Arapçanın yanında Bengalceye de dini eğitimde yer vermeliyiz.”

Bangladeş Diyanet İşleri Başkanı Shamim Mohammed Efdal, konferanstan sonraki günlerde kendisini ziyaret eden Bangladeşli Nur Talebelerine, Risale-i Nur külliyatından tercüme edilen bütün kitapları basmaya karar verdiğini söyledi ve görüşme sonrasında proje sürecini hemen başlattı. Ayrıca neşir için tercümelerin tamamını isteyen Shamim Mohammed, sürecin takibi için gerekli yerlere talimat verdi.

Bangladeş’te gerçekleşen konferansının bir meyvesi olarak böyle bir müjdeyi almak, İstanbul İlim ve Kültür Vakfı için de sevindirici bir haber oldu.

Latif bir tevafuk ile; İİKV’den Bangladeş’e konferans için giden hocalar, konferans öncesinde Bangladeş’te yaşayan emekli Tuğgeneral Tebarek Beyi ziyaret etmişlerdi.

1990’lı yıllarda Risale-i Nurlar'la Ankara’da askeri ateşe olduğu yıllarda tanışan Tebarek Bey, Risale-i Nurları Bengalceye ilk tercüme çalışmasını başlatan kişiydi. İhlas ve Uhuvvet Risalelerini çevirerek o yıllarda neşrini sağlamıştı. O zamanlar zor şartlar altında neşredilen Risale-i Nur’lar, şimdi Diyanet İşleri Başkanlığı’nın arzu ve isteğiyle basılacaktı.

Bu hadise Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatından Emirdağ Lahikasında yazdığı şu satırları hatıra getirdi:

“Es-Sıddık mecmuasının Risale-i Nur'un bir risalesini neşredip Diyanet Riyasetine göndermesi ve bu kadar intişarıyla beraber hiçbir âlim ona itiraz etmemesi gibi hakikatler gösteriyor ki; elbette Diyanet dairesi Nurları himaye etmek hakikî bir vazifesidir.”