İİKV Ukrayna’da Psikoloji Konferansında

14.05.2020


 

 

Ukrayna’nın Pereyaslav şehrinde, Ukrayna Bİlim ve Eğitim Bakanlığı, Hryhoriy Skovoroda Üniversitesi Devlet Üniversitesi (Ukrayna), Belarus Brest Devlet Üniversitesi ve Türkiye’den İstanbul İlim ve Kültür Vakfı’nın ortaklaşa düzenledikleri uluslararası konferans bugün başladı. 

Modern Psikolojinin Güncel Sorunları: Kişilik Oluşum Yolları” başlığını taşıyan konferans 14-15-16 Mayıs 20120 tarihlerinde 11:00-22:30 saatleri arasında on-line olarak ve Zoom platformunda gerçekleştirilecektir. Bugün başlayan konferansa dünyanın bir çok yerinden yüzlerce akademisyen ve öğrenci katılım sağladı ve İİKV İcra Kurulu Başkanı Said Yüce Bey bir açılış konuşması yaptı.

İNSAN FITRATINA UYGUN PSİKOLOJİ” başlıklı konuşmasında Said Yüce Bey günümüz dünyasında genelde modern bilimlerin ve özelde psikoloji biliminin en büyük yanılgılarından birine ve bundan kurtuluş yoluna değindi. Türkçe’den Rusça’ya çevirisi, İİKV’nin Rusça Hizmetler Koordinatörü Prof.Dr. İlham Mirac tarafından yapılan konuşmanın metni şöyledir:

“Değerli katılımcılar, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum!

Bu toplantıda bir araya gelerek yüz yüze konuşmayı arzu ederdik ama tüm dünyayı etkileyen virüs maalesef bize bu imkânı vermedi. İnşallah umarım kısa zamanda bu sıkıntılardan kurtuluruz.

Aslında güzel bir başlık seçilmiş modern psikolojinin problemleri.

Burada şunu söylemek isterim ki, psikoloji denilince önce, insanı doğru tanımak gerekir. Doğru tanımak yani insanın maddi bedeni ve vücut azaları ile birlikte bir de manevi yönü vardır. Ruhu, kalbi duyguları sevmek, korkmak, heyecan duymak gibi yüzlerce belki binlerce ruhi duyguları vardır. Bunlar yaratılışında her insanda farklı olarak yaratıcı tarafından konulmuştur. Bu duyguların insanın bedeninde var edilmesinde ne anne babasının ne de kendisinin bir müdahalesi yoktur. İşte biz buna “fıtrat” diyoruz. Her insanın farklı genetik özellikler ve farklı DNA dizilişleri olması gibi farklı duygulara sahip olması da böyledir. Bu yüzden, modern psikoloji her insandaki farklı duygu özelliklerine göre tek tip ya da genel geçer kullanılan belli metotları uygulamakta bunu da doğru bir bilim olarak dayatmaktadır.

Bunun yerine yapılması gereken;

Önce içinde yaşadığımız varlık âlemini kim yaratmış?

Milyarlarca seneden beri kusursuz bir mükemmellikte kim idare ediyor?

Şaşırmayarak, karıştırmayarak, çarpıştırmayarak.

Basit bir fiil bile bir fail gerektirirken; 

Hiç tesadüfen veya kendiliğinden olabilir mi? Onu bulmalıyız.

Bu nizamı ve sistemi kuranın bizi de yaratan olduğunu ve bu dünyaya bir amaç için gönderdiğini düşünmeliyiz.

Nereden geldik?

Nereye gidiyoruz?

Bu dünyada bulunuşumuzda gerçek görevimiz nedir?

Gibi soruların cevaplarını aramakla işe başlandığında doğru insan tarifine daha kolay ulaşabiliriz.

Psikoloji bilimi de doğru adımlarla ilerleyecekse varlıkların ve insanın doğru konumlandırılıp doğru tanınmasından sonra daha doğru neticeler alacağına inanıyorum.

Kişisel gelişim konusuna gelince, dünyada son yıllarda bir furya şeklinde yazılıp okunan kişisel gelişim kitaplarının çoğu maalesef bir önceki konuda anlatmaya çalıştığımız gibi doğru insan tanımları üzerine yazılmamış, yaşanan kapitalist ve hâkim ideolojilerin çerçevesinde yazılmış kitaplardır.

Örneğin, bir insan lider olmak istemiyorsa veya öyle bir kabiliyeti yoksa insanı ona zorlamak yanlış sonuçlar vermekte; bencilleştirip normal insani ilişkilerden uzaklaştırmakta hatta bazen intiharlara kadar sürüklemektedir.

İnsanı “daha hızlı, daha başarılı hep birinci olmaya sevk etmek ve olmadığı veya olamayacağı bir insana dönüştürmek yerine daha fıtratına uygun, bencilleşmemiş, hırslarından arınmış, sabırlı, temkinli, huzurlu daha sade, ama kabiliyetine uygun yolda ilerleyen ve üreten, şefkatli ve yardımsever bir birey olmasını teşvik etmek daha akılcı ve doğru olacaktır kanaatindeyim.

Akıl ve kalp dengesi gözetilmeli, modern ve pozitif bilimler insanın aklına hitap ederken, bedeninin ihtiyaçları görülürken, kalp, ruh ve duyguları da beslenmezse nasıl tek kanatlı kuş uçamazsa tek taraflı beslenmiş ruh ve kalbi ihmal edilmiş insan; psikolojik sorunlar başta olmak üzere birçok sıkıntılarla karşılaşabilir.

Günümüzde insanlık değerlerinde bir aşınma ve yozlaşma görülmektedir. İnsanlık, adalet, şefkat, merhamet, kanaatkârlık, iyilik, sevgi, saygı, bağışlamak, paylaşma, vefa gibi insanı insan yapan, toplumun barışını sağlayan değerlerden uzaklaşmaktadır. İnsanlığın geleceğini tehdit eden bu gidişi durdurmak ve sahip olduğu değerlerle yeniden yaşanır hale getirmek için değerler eğitimine önem verilmelidir. Yaygınlaşması ve etkinleşmesi için çabalar artırılmalı, özellikle eğitimcilerin de bu değerlerle mücehhez olması önceliklerimiz olmalıdır.

Canlılar arasında yardımlaşma, evrendeki kusursuz intizam, hayat, rızık, denge vb. gerçekler, öğrenilmesi gereken asıl tabiat gerçekleridir. Bu yüzden, müfredatlar; yaratıcının kâinat üzerindeki tasarrufunu, ilmini, iradesini ve kudretini görmezden gelip tesadüfe ve şuursuz tabiata veren şekilde olmamalıdır.

Batı kapitalizminin daha çok üretip doğayı daha çok tahrip etmeye yönelik hırçın ve hırslı ekonomik anlayışları ne yazık ki insan psikolojilerini de olumsuz etkilemiştir.

Zaten içinden geçtiğimiz Korona virüs günleri ve sonrası doğayı ve insanı tahrip eden bu zararlı anlayış terkedilir ve insanlık insani değerlerini tekrar kazanarak doğru yolda ilerler.

Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.”

Konferansın takip eden zamanlarında İstanbul İlim ve Kültür Vakfı’nı temsilen Prof. Dr. İlham Miraç ve Prof. Dr. Halim Ulaş hocalarımız birer konuşma ile katılım sağlayacaklardır.

Konferans konuşma ve tebliğlerinin elektronik metinleri 15 Haziran 2020 tarihinden sonra aşağıda linki bulunan organizatör web sitesinde sunulacaktır.

https://phdpu.edu.ua

Dökümanı indirmek için tıklayınız.