Irak Salahaddin Üniversitesi ile Uluslararası Risale-i Nur Webinarı

08.03.2021


İstanbul İlim ve Kültür Vakfı, Irak Erbil’de Salahaddin Üniversitesi ile birlikte “Risale-i Nur’a Göre Dinî Tecdid” konulu bir webiner düzenledi. Programa konuşmacı olarak Irak, Türkiye ve Endonezya’dan öğretim üyeleri, dinleyici olarak da pek çok ülkeden yüzlerce katılımcı takip etti.

Webinerin açılış konuşmalarını Salahaddin Üniversitesi Şeriat Fakültesi Dekanı Prof. Dr Idris Abdulkadir Emin ve İstanbul İlim ve Kültür Vakfı Başkanı Said Yüce yaptı.

Prof Dr. Idris Abdulkadir Emin konuşmasında “İslam düşünce tarihinin en önde gelen şahsiyetlerinden Bediüzzaman Said Nursi ve eserleri Risale-i Nur hakkında webiner düzenlemek bizi gururlandırıyor” dedi. Ayrıca Bediüzzaman’ın ıslahta benimsediği yolun üç aşamadan oluştuğunu ve bunların önce nefsin ıslahı, ardından ailenin ıslahı ve en sonunda da toplumun ıslahı olduğunu belirtti.

İİKV başkanı Said Yüce ise açılış konuşmasında şunları söyledi:

“İİKV faaliyetlerine bir yenisini kattık. Vakfımız her zaman Salahaddin Üniversitesi gibi değerli üniversitelerle iş birliği yaparak iman ve Kur’an hakikatlerinin neşrine devam edecektir. Keşke pandemi olmasa idi. Bu güzel programı vicahen yapabilseydik. Ama her şerde bir hayır vardır. Böyle internet üzerinden yaparak birçok kişiye kolaylıkla ulaşabiliyoruz.”

Programa farklı ülkelerden katılıp sunum yapan akademisyenler ve konuşmalarından bazı alıntılar şöyle sıralanabilir:

Süleyman Demirel Üniversitesinden Prof. Dr. İshak Özgel, “Bediüzzaman Said Nursi, tefsir alanında tecdidi kullanarak ayetleri sadece lügat açısından değil belki okunan ayeti kâinat kitabı ile tefsir ediyor. Kâinatı, insanı tefsir ederken okunan Kur’an ayetlerine göre tefsir ediyor. Bediüzzaman’ın diğer müfessirlerden bir diğer farkı da Kur’an’a yepyeni bir tarif getirmesidir.”

Endonezya Şerif Hidayetullah Üniversitesi’nden Dr. Muhbib Abdulvahhab ise konuşmasında “Hilafetin kaldırılması ve İslam aleminin karanlıklara boğulması Bediüzzaman’ı ıslah ve tecdid yoluna götürmüştür. Bediüzzaman’ın ıslah yolundaki hedefi imanı kurtarmaktı, çünkü en temel mesele iman meselesidir. İman kurtardıktan sonra cehaleti kaldırmak, sonra da meşveret ile istibdadı kaldırmak daha sonraki meselelerdir. Böylece maddi ve manevi refah sağlanmış olur. Bediüzzaman’ın ıslah yolundaki temel esasları ihlas, müsbet hareket ve ümit ile hareket etmektir. Bediüzzaman’ın en büyük özelliği ise daveti ve hizmeti umumi ve herkese, her topluma uygun oluşudur” dedi.

Irak Salahaddin Üniversitesi Şer’î İlimler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adil Abdullah Hamad  “Bediüzzaman sadece akide ilimlerinde ıslahat yapmamış bilakis toplumun ıslahı için de çok büyük fedakarlıklar göstermiş. Toplum ıslahına çalışırken onun kullandığı yöntem sünnet-i seniyeye ittiba yöntemidir.  Bediüzzaman’ın ıslah anlayışında kaynak tamamen Kur’an ve sünnettir. Bediüzzaman’ın hayatına ve eserlerine ve hizmetine baktığımızda onun, asrın en büyük müceddidî olduğuna kanaat getiriyoruz” dedi.

Irak Salahaddin Üniversitesinden Dr. Zekeriya Hamad, “Taassub ve milliyetçilik sorunlarının çözümünü arıyorsak mutlaka Bediüzzaman’a kulak vermeliyiz.  Bediüzzaman, taassubu İslam dünyasının gelişme yolundaki en büyük engeli diye tarif ediyor. Bediüzzaman sadece şer işlerinde değil, hayır işlerinde dahi diğer fikirleri reddecek bir taassubu da kabul etmiyor. Bediüzzaman’a göre fıkhın fer’i meselelerindeki taassup, İslam’ı yabancılara kötü yansıttığını savunur. Ancak, taassubun iki yerde gerektiğini ifade eder:  Birisi dinsiz materyalist düşünceye karşı dinde sebat, diğeri ise vatana saldıran düşmana karşı taassuptur” şeklinde düşüncelerini dile getirdi.

Aynı üniversiteden Dr. Ziyad Salih Hamid özetle “Bediüzzaman’ı tarif ederken onu, Hz. İbrahim (as) gibi “tek başına bir ümmet” tarifinden başka tarif ona haksızlık olur. Çünkü o, ümmetin en karanlıklı ve hastalıklı zamanında Kur’an eczanesinden çıkardığı ilaçları ümmete sundu. Risale-i Nur ise sıkıntılardan doğan ve sıkıntıları çözen harika bir eserdir. Bediüzzaman, sorunları çözmenin imanı kurtarmaktan geçtiğini ve imanı tahkiki yapmanın yolunun iman erkanlarını ispat etmekten geçtiğini savunmuştur. Bediüzzaman’ın bir diğer özelliği de ıslah ederken hastalığı tam teşhis edip ona en uygun ilacı vermesidir” dedi.

Harran Üniversitesinden Dr.Öğr.Üyesi Cüneyt Gökçe ise özetle “Bediüzaman’ın bizlere sunduğu en büyük ıslah, imanın tarifini yeniden yapmasıdır.  “İman hem nur hem kuvvettir.” Hem bunları söylemiş hem nasıl elde edeceğimizi ve neden imanın en büyük gayemiz olduğunu anlatmış ve bütün kemalâtın esasının iman olduğunu ispat etmiştir” dedi.

Irak Kal’a Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ferhad Şirwani ise Bediüzzaman’ın dini tecdid anlayışının üç ana unsurdan oluştuğunu ifade etti: Bunlar,

1. Dine giren fakat dinden olmayan israiliyatı dinden çıkarmak,

2. Dinden çıkarılmış olan hakikatleri dine geri almak,

3. Dinde var olup unutulmaya yüz tutmuş unsurları tekrar ihya etmek. 

İstanbul İlim ve Kültür Vakfı Arapça bölümü koordinatörü Ali Hanife kapanışta katılımcı hocalara Vakfımız adına teşekkürlerini sundu ve ileride yüz yüze bu tür ilmi faaliyetleri tekrar yapabilmeyi Allah’tan temenni ettiklerini ifade etti.