12. Bediüzzaman Sempozyumu Basın Bülteni ve Program Akışı

14.12.2021


12. Bediüzzaman Sempozyumu Başlıyor

Dünya, İmanın Fert ve Toplum Hayatındaki Etkilerini Konuşacak

Risale-i Nur Müellifi Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin “Fert ve Toplum Hayatında İman” ile İlgili Görüşleri Çevrimiçi Ele Alınacak

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın Açılış Konuşmasını Yapacağı Sempozyuma 26 Ülkeden, 60 Üniversiteden 124 Bilim Adamı ve 18 Kurum Temsilcisi Sunumları ile Katkı Verecek

İİKV Mütevelli Heyet Başkanı Said Yüce: Geleneksel Hale Gelen Bediüzzaman Sempozyumlarının On ikincisini Bütün Dünyayı Etkileyen Salgın Dolayısıyla Çevrimiçi Gerçekleştireceğiz. Sempozyuma İslam Âlemi ve Batıdan Çok Büyük Bir İlgi Var.

Kur’an-ı Kerim’in Tefsiri Risale-i Nurlar’ın müellifi Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin görüşlerinin bütün yönleri ile alındığı Bediüzzaman Sempozyumları devam ediyor.  3-4 Ekim 2021 tarihleri arasında bütün dünyayı etkileyen salgın sebebiyle İstanbul’dan “çevrimiçi” olarak gerçekleşecek olan “Fert ve Toplum Hayatında İman” konulu 12. Uluslararası Bediüzzaman Sempozyumuna dünyanın birçok ülkesinden bilim adamları katılacak. 3-4 Ekim Pazar-Pazartesi günleri devam edecek olan sempozyumu https://www.youtube.com/iikv kanalımızdan izlenebilecektir.

Endonezya, Malezya, Bangladeş, Pakistan, Hindistan, Tayland, Kanada, ABD, Almanya, Fransa, Rusya, Ukrayna, Kırım, Irak, Mısır, Tunus, Fas, Cezayir, Sudan, Kenya, Mali, Nijerya, Nijer, Maldivler, Kırgızistan ve Türkiye’den 60 üniversite ve 18 Kurumdan toplam 124 tebliğci sunumlarıyla sempozyuma katkıda bulunacaklar.

12. Uluslararası Bediüzzaman Sempozyumu açılış konuşmasını İstanbul İlim ve Kültür Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Said Yüce yapacak. Açılış günü Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Ali Erbaş,  Katar’dan İslam Âlimler Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Ali Karadaği, Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kazım Uysal, Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat TarhanKırgızistan’dan Batıralı Sıdıkov Oş, Kırgız-Özbek Uluslararası Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çatkalbay Rayımbayev, Maldivler Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. M. Ahmed Zahir, Pakistan Diyanet İşleri Başkanı Şeyh Nur El Hak KadiriUkrayna’dan İzmail Devlet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaraslav Kichuk, ABD Duke Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mustafa TunaPakistan’dan Afro-Asya Üniversiteler Birliği Başkanı Prof. Dr. Muhtar Ahmet,  Endonezya’dan Şerif Hidayetullah Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Amina Lubis konuşmalar yapacaklar. Online olarak yapılacak sempozyum, Türkçe, İngilizce, Arapça, Ukraynaca ve Rusça dillerinde tebliğler sunulacak ve açılış konuşmaları simultane tercüme edilecek. İİKV Youtube kanalında yayınlanacaktır.

İstanbul İlim ve Kültür Vakfı tarafından düzenlenen “Fert ve Toplum Hayatında İman” konulu sempozyuma katılan bilim insanları insanlığın geleceğini tehdit eden sosyal ve psikolojik problemleri, çeşitli küresel krizleri ve çevre sorunlarını çözmede İlahi vahye dayanan, insanlığı ve varlıkları bir bütün halinde düşünen ve gözeten bir manevi yaklaşıma ve ahlaki değerlere sahip çıkılmasına dikkat çekecekler.

Bilim adamları tebliğlerinde; imana dayalı bu yaklaşım tarzının, çağın meydan okumalarına karşı insanlığa nasıl çözümler sağladığını ortaya koymaya gayret edecekler.  

Aşağıda Türkiye’den ve dünyadan birçok akademisyenin ve araştırmacının tebliğlerinde imanın fert ve toplum hayatında ifa ettiği fonksiyonları dile getirdiğinin örneklerden bazıları:

GÜVENLİ BİR TOPLUMUN OLUŞMASINDA İMÂNIN ROLÜ

Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinden Prof. Dr. Âdem Dölek

“Bir fertte imân ne kadar kuvvetli ve sağlam olursa o ferdin kendine ve topluma güveni o kadar fazla olur. Böyle güvenli fertlerden meydana gelen toplumlar da küçük olsun büyük olsun huzurlu ve mutlu olurlar.

Bir toplumu ayakta tutan ve varlığını devam ettiren en başta emniyet, hürmet, merhamet ve adâlettir. Bu dört esasın en temelini de emniyet oluşturmaktadır. Güvenin temeli de imândır. İmân ile emniyet aynı asıldan, aynı gaye ve maksatları taşıyan bir çekirdekten çıkan iki dallı bir çınar gibidir. İşte fert ve toplum bu iki kök üzerinde terakkî eder. Emniyetin, güvenin ve asayişin olmadığı bir toplumda kargaşa ve huzursuzluk hâkim olur.”

İMANI İHTİYARLIKLA TAKVİYE ETMEK

Akdeniz Üniversitesinden Prof. Dr. Ali Bakkal tebliğinde “Hasta, yaşlı, kadın ve fakir gibi zayıf grupların çoğu kez hayatta normal taleplerine dahi ulaşamadıkları için ümitsizliğe kapılıp iman konusunda bir zafiyet yaşayabildiklerini” dile getirdikten sonra

“Bediüzzaman Said Nursi insanların iman noktasında zafiyete düşmemeleri için her grupla ilgili olarak birer risale yazdığını, esasen bu durumun imanın takviyesi için bir fırsat olduğunu” belirtti.

“Bediüzzaman İhtiyarlar Risalesi’nde yaşlılığın zor ve sıkıntılı olduğunu ifade etmekle birlikte, bu dönemin gerek imanın takviyesinde gerek sosyal ilişkilerin tekrar tesisinde ve gerekse ahiret hayatı açısından ibret alınacak önemli bir zaman dilimi ve fırsat olduğunu anlatır.”

MAHKÛMLARIN ISLAHINDA İMANIN TESİRİ VE “MEDRESİ-İ YUSUFİYE UFKU”

Trabzon Üniversitesinden Dr. Öğr. Üyesi Cuma KARAN tebliğinde imanın, hükümlülerin dünyasında yaptığı değişim ve ıslahatla, “Cezaevlerinin” nasıl birer “Medrese-i Yusufiyyeye” dönüştürülebileceği üzerinde durdu.

“Bu dünya imtihanında şeytan ve nefsin kandırmasıyla bazı insanlar cezaevlerine düşebilmektedir. Bu mekânlar, bir anlamda, insanın kendi iç dünyasıyla yüzleşmesine, muhasebesine, ıslah ve arınmasına vesile olma potansiyeline sahiptirler. Yaratıcısını hatırlamak, emir ve yasaklarını düşünmek, hapse düşmesinin sebep ve süreçlerini gözden geçirmek, hak etmiş ise; “Hak ettim; Rabbim de günahıma kefaret olarak bu ortam ve şartları halk etti!” düşüncesi; şayet ki hak etmeden düşmüş ise, “Bundan da benim için nice hikmetler vardır” deyip burayı, Yusuf (as) misali kendisine bir “Medrese-i Yusufiyye”ye dönüştürme fırsatıyla buraya düşen bir mahkûm, hayatının belki de en kazançlı dönemine dönüştürecektir. Hapse düşen kişi, büyük alimlerin, “mahkûm” sıfatıyla bu mekânlarda yıllarca hapis yattığını, ancak çalışmalarına engel olunamayacağını düşünür. Bu düşünce ile mahkûm, karamsar bir dünya yerine ulvi değerlerle donanmış bir dünyanın bireyi olabilir.”

BEDİÜZZAMAN SAİD NURSÎ’NİN PERSPEKTİFİNDEN KÜRESELLEŞEN DÜNYADA DİN’İN EVRENSEL ANLAMI

Ankara Üniversitesinden Dr. Musa Hub tebliğinde Müslümanların, küreselleşen dünyada dinin evrensel anlamına muhtaç olduklarını vurguladı.

“Kur’an ve Hadis’ten ilhamını alan Said Nursî’nin perspektifinden ise küreselleşen dünyada İslâmiyetin evrensel anlamı, ‘insaniyet-i kübrâ’dır. İnsaniyet, insan türünün potansiyel mahiyetinin aktifleşmiş halidir. İslamiyet de en büyük insaniyet medeniyetidir.

Kur’an merkezli ve sünnet daireli muhkem din anlayışı ve insanî değerleri, bilimsel verileri ve akl-ı selîmi esas alan dinî yorumlarıyla Bediüzzaman Said Nursi’nin ‘İslam Rönesansı’nın bir çeşit şifresini vererek Müslümanların önüne “en büyük insanlık medeniyeti” idealini koymakta ve onları o ideal ardında hamiyet-i diniyyeyle gayrete getirip ittihad-ı İslam’a ve cihanın sulh-u umumîsini te’mine sevketmektedir.”

İSLAM’A GÖRE İHTİYAÇ KAVRAMI

Namık Kemal Üniversitesinden Doç. Dr. Veli SIRIM tebliğinde insan ihtiyaçlarının sınırsızlığı esasının üzerine kurulan Batılı iktisadî yaklaşımını eleştirerek insanın tatmin edilecek yönünün insanın maddî istek ve arzuları değil, manevî yönü olduğunu esas alan İslamî iktisat yaklaşımını vurguladı.

            “Bediüzzaman Said Nursî, insandaki ihtiyaç kavramına “kulluk” perspektifinden bakar. Bu kavramı değerlendirirken “medeniyet-i hazıra” olarak ifade ettiği Batı medeniyetinin yaklaşımını ortaya koyarak, onu eleştirir. Bu medeniyetin insanın heva ve arzularını harekete geçirerek zarurî olmayan pek çok ihtiyacı zarurî ihtiyaç haline getirdiğini ifade eder. Bunun neticesinde de insanları helal-haram demeden tüketmeye ve harcamaya yönelttiğini belirtir. Tamamen israf temeli üzerine kurulu böyle bir sistemin de insanları, beklendiği ve iddia edildiği gibi refah ve zenginliğe ulaştırmak yerine, pek çok şeye muhtaç, fakirliğin pençesinde ve ahlaksızlığın girdabında çırpınır vaziyete getirdiğini söyler.”

BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ'NİN EĞİTİM GÖRÜŞLERİ: BANGLADEŞ PERSPEKTİFİ

Bangladeş Dakka Üniversitesinden Ehsanul Haque tebliğinde hem Osmanlı dönemini hem de Cumhuriyet dönemini yaşamış Bediuzzaman Said Nursi’nin toplumu yaşadığı sıkıntılardan kurtarmak için yöntem ve strateji bakımından geliştirdiği eğitim sistemine değindikten sonra sözü Bangladeşin karşı karşıya olduğu eğitim sorununa getirdi.

“Bangladeş’te iki tür eğitim akımı vardır. Genel eğitim laikliği, medrese eğitimi ise İslami eğitimi temsil eder. Medrese eğitimi modern zorluklarla baş edemezken, genel eğitim Müslümanları pratik yapmakta başarısız oluyor. Ancak medrese eğitimi dini gruplar arasındaki uçurumu azaltamaz. Nursi'nin eğitim konusundaki düşünceleri, din eğitimi ile modern bilim eğitimini birleştirir. Said Nursi’nin Risale-i Nur'da ortaya koyduğu düşünceleri Bangladeş'teki eğitim sorunlarına çözüm bulmaya ışık tutmaktadır. Risale-i Nur'un Bangladeş'te yaygın olarak bilinmesi gerekir. Nursi'nin eğitim düşüncelerini incelemek ve yayılmasını sağlamak için bir dizi araştırma çalışmasının yapılması, üniversitelerde akademik etkinliklerin yapılması ve müfredat derslerinin başlatılması ve Nursi Merkezlerinin kurulması gerekmektedir.”

İSLAM TOPLUMUNDA OLUMLU BARIŞ VE UYUMLU BİR SOSYAL HAYATI OLUŞTURMADA İMANA DUYULAN ACİL İHTİYAÇ

Endonezyalı yazar, Almanya Leipzig Üniversitesinde, İslami Çalışmalar alanında doktora yapan Habiburrahman El Shirazy tebliğinde Bediüzzaman Said Nursi'nin Risale-i Nur'unda imanın meyvesi olarak barış ve uyumlu bir sosyal hayat önemli bir yer tuttuğunu ifade edip Müslümanların iç sosyal ilişkilerinde pozitif barışın yaratılmasında inancın rolüne odaklandı.

ESMA-ÜL HÜSNA VE MA'RİFATULLAH: NURSİ'NİN YARATICIYI TANIMAK İÇİN YARATILANI TANIMA YAKLAŞIMI

HİNDİSTAN Kulgam’da Kashmir Srinagar Üniversitesi, öğretim üyesi olan Dr. Sheikh Javaid Ayub tebliğinde cinlerin ve insanların Allah'a ibadet için yaratıldığına işaret ederek “bunun için öncelikle Allah'ı tanımaları ve Allah'a ibadet yollarını bilmeleri gerekir. Bu nedenle, Allah’ı ​​​​tanımak, Ona  inanmak için önemli hale gelir. Ama Allah nasıl bilinir? Kur'an-ı Kerim, Allah'ın varlık olarak insan idrakinin ve anlayışının ötesinde olduğunu açıkça belirtir. Burada Nursi'ye göre Esma-ül Hüsna imdadımıza yetişiyor. Nursi, Allah'ın, Allah'ın güzel isimleri olan Esma-ül Hüsna'da yansıyan sıfatlarıyla anlaşılması ve bilinmesi gerektiğini ve şüphesiz en güzel isimlerin hepsinin Allah'a ait olduğunu belirtmektedir. Esma-ül Hüsna bilgisi aynı zamanda Ma'rifatullah hedefine ulaşmanın yolunu da belirler.”

İMANIN MÜSLÜMAN TOPLUMLARIN YENİDEN UYANMASINA ETKİSİ

Pakistan, İslamabad, Uluslararası İslam Üniversitesinden Muhammad Zulqarnain tebliğinde Bediüzzaman Said Nursi Türkiye'nin en saygın ve seçkin İslam alimlerinden biri olarak kabul edildiğini ifade ile şunları dile getirdi.

“Eserleri ve fikirleriyle zamanın akışını değiştirmiş, İslam öğretilerini canlandırmış, İslam'ı akılcı, mantıklı ve sistemli bir şekilde yorumlayarak çağdaş yanlış anlamaları ortadan kaldırmıştır. Onun ilmî çalışmasının en görkemli boyutlarından biri, inancın farklı boyutlarının yorumlanması ve İslam toplumlarının yeniden inşasında ve yeniden inşasında oynadığı rolün yorumlanmasıydı.”

“Yaptığım araştırma sonucunda Nursi'nin inancı, insan yaşamının her alanında geniş kapsamlı bir değişim getirmek isteyen dinamik bir hareket olarak yorumladığını ortaya koydu. Bireyin şuurunun gelişmesi, inancın günlük hayatta uygulanması ve şeriatın insan hayatında yeniden tesis edilmesi ile başlayan kademeli reform sürecine inanmıştır. Kur'an-ı Kerim ve Sünnet eczanelerinden sosyal hastalıkları teşhis etti ve her hastalık için kutsal bir ilaç sundu. Onun çok boyutlu iman yorumu, özelde Türk toplumunu ve genelde Müslüman toplumları dönüştürme ve yeniden uyandırma ruhunu estirdi.”

SAİD NURSİ’YE GÖRE NARSİZME BİR CEVAP OLARAK “ENE” KAVRAMI

ENDONEZYA-Ngawi. Darussalam Gontor Üniversitesnden Netty Yuwanda tebliğinde psikolojik krizin insanlığın geleceğini tehdit eden ciddi sorunlardan biri olduğunu belirtti ve kendini sevmeye dayalı ateist ideoloji ve maddi kültür, benlik kavramının yanlış anlaşılması ve manevi değerlerin yokluğu ile uygunsuz tutumlara ve narsizme yol açabildiğini ifade etti.

“Said Nursî'nin insanda “Ene” kavramına yönelik kullandığı mana-yı harfi paradigması tevhidin doğru anlaşılmasında yol gösterici olabilir. Sonuç olarak, kişi kendini kontrol edebilir ve Kerim Ahlakını koruyabilir. Bediüzzaman Said Nursi'nin psikolojik düşüncesindeki insanda “Ene” kavramı, kendini anlamaya yönelik yeni bir yaklaşım benimseyerek, çağdaş psikolojik sorun “narsisizm”e sürdürülebilir bir çözüm sunmaktadır.”

Ferhat Şevani - Irak Kal’a Üniversitesi

Risale-i Nur sadece Kur’an’ın lafızlarına hasr-ı nazarla yetinmeyip insanın ihtiyacı olan ve latifelerini tatmin eden ve ruhi, kalbi, cesedi lezzeti verecek olan maksat ve hikmeti Kur’an-ı Makru olan Kur’an-ı Kerim ve Kur’an-ı Manzur olan kâinat kitabını birleştirerek manayı genişletmeye çalışmıştır.

Muhammed Araru - Fas Diyanet İşleri Başkanlığı

Bediüzzaman Hazretlerinin siretine, düşüncesine ve projesine bakıldığında net bir şekilde şunu görebiliriz ki ahvalin ıslahında ümitvar olmuş ve iman merkezli ve ibadet esaslı bir yaklaşımla, uhuvvete ve fazilete dayanan bir eğitim ile yeni nesli yetiştirmeye çalışmıştır.

Meyhub Hadde- Prens Abdulkadir Üniversitesi, Cezayir

Başıboşluk ve kaybolmuşluk hissi insanın hissedebileceği en kötü durumlardan biridir. Çünkü bu his insanı korkularla sarar ve çaresiz duruma düşürür. Bunun ilacı ise insanın zayıf kalbinden korkuyu kaldıran, ruhunda ve hayatında ve kalbinde sekineti sağlayan ve insana hem istinad hem istimdad noktası olan imandır.

Reşit Mahmud Reşit- Irak Musul Üniversitesi

Bediüzzaman Hazretleri toplum içerisinde anarşiyi ve şiddeti hayatı boyunca reddetmiştir. (Şeyh Said hadisesi) örnek. Çünkü bu tür olayların harici düşmana kuvvet verdiğini savunmuştur. Bediüzzaman Hazretlerinin yolunun diğer İslami hareketlerden en belirgin farkı Risale-i Nur’un ve talebelerinin her zaman anarşiden ve iç çatışmadan uzak durmaları olmuştur. Cihat anlayışları ise ümmeti uykusundan uyandırmak ve menfi cereyanlara karşı hüccet ve delil ve müsbet hareketle karşı vermekten ibarettir.

Nureddin Bilhayr-Sidi Muhammed bin Abdullah Üniversitesi, Fas

Bediüzzaman Hazretleri’nin Risale-i Nur eserini okuyanlar, Bediüzzaman’ın iman ve ibadetten bahsettiğinde bu konuyu adaletle bağdaştırdığını görmektedir. Bu durumdan şunu anlarız ki toplumsal ve beşerî adaleti sağlamak ancak imanı merkeze aldığımızda gerçekleşir.

Prof. Dr. Ella Bystrytska, İlahiyat Bölüm Başkanı, Ternopil Volodimir Hnatyuk Pedagoji Üniversitesi, Ukrayna

KOVID-19 pandemi salgını döneminde  (Said Nursi'nin "Hastalar Risalesi" açısından) “İmanlı İnsanın Rolü” hakkında sunum yapacak. Bediüzzaman Said Nursi'nin "Hastalar risalesi" perspektifinde KOVID-19 pandemi salgını döneminde imanın insana verdiği psikolojik denge ve insanın hakiki iman mertebesine ulaşması konusunu tebliğinde sunacak.

Dr. Mykhaylo Yakubovych, Freiburg Üniversitesi, Almanya

Aslen Ukraynalı olan âlim, Kur’an-ı Kerim’i Arapça’dan Ukraynaca’ya tercüme eden ilk mütercim, ve Bediüzzaman Said Nursi'nin Mesnevi-i Nuriye eserinin mütercimidir.

Bediüzzaman Said Nursi'nin "İşaratul-İcaz" tefsirinde fert ve toplum hayatında iman ideali hakkında sunum yapacak. “Tahkiki İman tamamen içsel bir şey mi, yoksa kamusal bir konumudur mudur?” hususunu ele alacak.

Sempozyum hakkında daha geniş bilgi için sempozyum web sitesine gidiniz.

https://www.bediuzzamansymposium.com/

3-4 Ekim Pazar-Pazartesi günleri devam edecek olan sempozyumu https://www.youtube.com/iikv kanalımızdan izleyebilirsiniz.

İSTANBUL İLİM VE KÜLTÜR VAKFI

Kalenderhane Mah. Cüce Çeşmesi Sok. No: 6 Vefa Fatih / 34134/  İstanbul
Tel :90212 527 8181 Fax:90212 527 8080
 Web site: www.iikv.org     E-mail: iikv@iikv.org

PROGRAM AKIŞI VE TEBLİĞ ÖZETLERİ