Avn El Kuddumi'nin Gözünden: "Peygamber Efendimizin Hanesinin Mübarek Hanımları"

İstanbul İlim ve Kültür Vakfı tarafından düzenlenen "Kur'an ve Sünnet'le Yaşamak" seminerleri serisinin bu haftaki özel konuğu, Ürdün'ün seçkin meşayihinden Avn El Kuddumi oldu. 2 Aralık Cumartesi günü saat 14:00'te İstanbul İlim ve Kültür Vakfı'nın konferans salonunda gerçekleşen “Peygamber Efendimizin (sav) Hanesinin Mübarek Hanımları “Annelerimiz” semineri yoğun ilgiyle karşılandı.

02.12.2023


 

Seminer Kur’an tilaveti ile başladı, ardından da İİKV İcra Kurulu başkanı Said Yüce’nin Avn El Kuddumi’yi takdim konuşmasıyla devam etti. Said Yüce, Avn El Kuddumi’nin kim olduğundan ve önceki görüşmelerinden kısaca bahsetti ve sözü kendisine bıraktı.

Ürdün’de Seyyidler Cemaatinden olan Avn El Kuddumi, konuşmasına “Burada Üstad ile beraberiz” diyerek Bediüzzaman Said Nursi’nin seminer konusu hakkındaki bazı sözlerine değinerek başladı.

Seminerde Peygamber Efendimiz’in hanımlarından bahseden Kuddumi’nin etkileyici anlatımıyla, katılımcılara Hz. Peygamber’in (sav) bu müstesna hanımlarla evliliğindeki hikmetler, Annelerimiz ’in güzel ahlakları, erdemleri ve İslam'a yaptıkları katkılar anlatıldı.

Peygamber Efendimiz ‘in kızı Hz. Fatıma hakkında konuşan Kuddumi “Hiç kuşkusuz Fatıma benden bir parçadır; o benim gözümün nuru ve kalbimin meyvesidir; onu üzen beni üzer, onu sevindiren beni sevindirmiş olur. Bana Ehlibeytim ’den ilk kavuşacak olan odur” hadisini ve Cenâb-ı Hakk’ın Efendimiz için “Onun sevdiğini ben severim, onun gazap ettiğine ben gazap ederim” dediğine vurgu yaptı.

Dârulerkam’a girmeden önce 56 sahabe olduğunu ifade eden Kuddumi, Dârulerkam’da 10 kadın sahabenin olduğunu belirtti. Hicretin ilk altı yılında 70 Müslüman olduğunu, ilk altı yılda ise yaklaşık 48 kadının Müslüman olduğunu belirtti.

Kuddumi, ilk Müslüman olan kadınların çoğunun zengin ailelerden olduğunu ve özellikle çoğunun Peygamber Efendimizin düşmanlarının hanımları veya kızları olduğunun altını çizdi. Ayrıca ilk müslüman olan hanımlardan birinin de Ebû Süfyân’ın kızı Ümmü Habîbe olduğunu söyledi.

Yine bu konuda Mekke’de yapılan ilk daveti de büyük ailelere mensup Müslüman hanımların düzenlediğinin altını çizen Kuddumi, Sümeyye annemiz gibi bu hanımların birçoğunun Mekke’de şehit olduğunu açıkladı ve Peygamber Efendimiz ’in onlara söylediği bir hadis-i şerifi ekledi:

"Sabredin, ey Yâsir âilesi! Sabredin, ey Yâsir âilesi! Sabredin, ey Yâsir âilesi! Sizin mükâfatınız cennettir; sabredin, ey Yâsir âilesi!"

Kuddumi, hanım sahabelerden bahsetmeye devam ederken Hz. Ebubekir’in kızı Hz. Esma’dan örnek verdi. Peygamber Efendimiz Hz. Ebubekir’le birlikte hicret ettiği zamanlarda Hz. Esma’nın onlara yemek götürdüğünü anlattı ve o zamanda bunun çok tehlikeli bir iş olduğunun da altını çizdi.

Yine Habeşistan’a hicret eden Müslümanlar arasında 20 civarı hanım olduğunu da sözlerine ekleyen Kuddumi, bu hanımların birçoğunun orada evlenip çocuk sahibi olduğunu da ifade etti.

Peygamber Efendimizin hanesindeki hanımlar hakkında önemli bilgiler veren Kuddumi, Efendimizin kızlarının, halaları Safiyye bint Abdülmuttalib ve Erva bint Abdülmuttalib’in, kayıvalidelerinin yaptıkları konuşmalar, verdikleri dersler ve sohbetler hakkında bilgilendirdi.

Kuddumi, Peygamber Efendimiz’in hayatında hanımların çok önemli rolü olduğundan söz etti. Nübüvvet tarihinin her alanında mutlaka hanımların yerinin olduğunu belirten Kuddumi, Ensar’ın hanımlarında bu vazifenin iki katı olduğunu da gördüklerini ekledi.

Peygamber Efendimizi ziyaret etmeye gelenleri karşılayan protokol grubunu yöneten ve idare edenin de bir hanım sahabe olduğunu söyleyen Kuddumi, tedavi çadırı ile ilk hastaneyi inşa edenin de bir hanım sahabe olduğunu, burada aynı zamanda yine hemşire olarak hanım sahabelerin çalıştığını dile getirdi.

Kuddumi, yine hanım sahabelerin savaşlarda da önemli bir rol oynadığını, örnek olarak Ümmü Umâre’nin Uhud gibi birçok savaşta cesaretiyle Peygamber Efendimizi korumak için kahramanca savaştığını ve sonunda şehitlik mertebesine eriştiğini ifade etti.

Bugün varmak istediğimiz noktayı açıklayan Kuddumi, Peygamber Efendimizin hayatında kadının rolü nedir çok iyi anlamamız lazım. Eğer irfanî bir yükseliş istiyorsak, tekrar kadının yerini Peygamber efendimizin zamanını dikkate alarak yeniden düzenlemeliyiz, tanzim etmeliyiz” dedi ve arkasından Ebu Davud’dan şu hadis-i şerifi dile getirdi:

“Kadınlar, erkeklerle birlikte bir bütünü tamamlayan diğer yarıdır”

“Kadın kendini Allah’ın yeryüzündeki bir halifesi olarak görmek istiyorsa, Kur’an’ı ve sünneti tekrar kalbi bir bağla okuyarak kendini yeniden ona göre konumlandırmalıdır” diyen Kuddumi, bunun da öncelikle Peygamber Efendimizin hane-i saadetindeki hanımları örnek alarak hareket edilmesiyle gerçekleşebileceğini söyledi.

Konuşmasını bitirirken tüm anlattığı kıssaları ve hadisleri özetleyen Kuddumi şu sözlerle semineri sonuçlandırdı:

  • Peygamber Efendimizin hayatında, hanımların bütün meslek gruplarında; bir fakih, doktor, edip, şair olarak, aynı zamanda kültür ve sanat işleri ve iş hayatı gibi daha birçok alanda görev yaptıklarını görüyoruz. Eğer bu örnekleri biz Peygamber Efendimizin zamanında görüyorsak, bugün de görebiliriz. Bu hanımlar hem ev kurdular hem Habeşistan’a göç ettiler, hem de birçok defalar hayatın içerisinde rol aldılar.

Son olarak İstanbul İlim ve Kültür Vakfı’na “huzur merkezi” diyerek taltifte bulunan Avn El Kuddumi, vakfa ve katılımcılara teşekkür etti ve tüm Müslüman alemine dua ederek seminer programını nihayete erdirdi.

Seminerin programı Avn El Kuddumi’nin katılımcılardan gelen soruları yanıtlaması ve hediye takdimi ile son buldu.

Ayrıca katılımcıların ilgiyle takip ettiği seminer esnasında, İİKV Çocuk Atölyesi'nde çocuklar için özel etkinlikler düzenlendi.