5D Düşünme Seviye 1 Eğitimi Tamamlandı! (28 Temmuz – 1 Ağustos 2025)

28 Temmuz’da başlayan ve bir hafta boyunca devam eden 5D Düşünme Seviye 1 Eğitimi, 1 Ağustos 2025 tarihi itibarıyla başarıyla tamamlanmıştır. Malezya, Hindistan, Amerika ve Irak’tan katılan eğitimciler, 5 Boyutlu Düşünme Yaklaşımı’nın temel ilkelerini hem teorik hem de pratik boyutlarıyla öğrenme imkânı bulmuştur.

01.08.2025


Program süresince katılımcılar, seküler eğitim anlayışına alternatif olarak geliştirilen 5 boyutlu düşünme biçimiyle tevhidi bilim felsefesini derinlemesine tartışmış ve bu yaklaşımın eğitimde nasıl uygulanabileceğine dair hem teorik dersler almış hem de uygulamalı yoğun atölye çalışmalarına katılmışlardır. Ayrıca her katılımcıdan, kendi bağlamına uygun en az bir 5D dersi tasarlaması beklenmiş ve bu çalışmalar grup içinde paylaşılmıştır. Böylece,  5D Düşünme Yaklaşımı’nın temel felsefesini anlamanın yanı sıra, bu yaklaşımın eğitim ortamlarında nasıl uygulanabileceğine dair pratik becerilerin geliştirilmesini de hedeflemiştir.

Son gün ise katılımcılar, grup çalışmalarıyla geliştirdikleri özgün 5D projelerini sunarak programı tamamlamışlardır. Her grup, kendi bağlamına uygun bir eğitim materyali ya da uygulama planı oluşturmuş; bu çalışmalar, diğer katılımcılarla paylaşılmış ve tartışılmıştır. Kapanış programı, 1 Ağustos Cuma günü bu sunumların ardından gerçekleştirilmiştir.

Kapanış oturumunda, ilk olarak vakfımızın genel tanıtımı yapılmış, vakfın vizyonu ve eğitim faaliyetleri katılımcılara aktarılmıştır. Ardından geçen yılki 5D eğitimine katılan Malezya’daki Shah Alam Islamic School öğretmenlerinden biri, kendi okulunda 5D yaklaşımıyla yürüttüğü eğitimin somut bir sonucunu paylaşmak üzere özel olarak programa katılmıştır. Söz konusu öğretmen, beraberinde iki ilkokul öğrencisi ve ailelerini de getirmiştir.

Bu öğrenciler, 5D yöntemiyle geliştirdikleri bir proje kapsamında, karıncaların temizlik ve ayrıştırma işlevlerini taklit eden basit makine tasarlamışlardır. Proje sunumunda, kainattaki sistemlerin bir bütün olarak nasıl işlediği vurgulanmış; örneğin bir makinanın tek başına kendi kendini tasarlayamayacağı gibi, karıncaların da tesadüfen kendi başlarına kompleks bir ayrıştırma sistemi geliştiremeyeceği sonucuna ulaşılmıştır. Bu sunum, hem içerdiği bilimsel yaklaşım hem de öğrencilerin yaşı dikkate alındığında 5D eğitiminin erken yaşta bile nasıl etkili sonuçlar doğurabileceğine dair somut bir örnek teşkil etmiştir.

Programın sonunda üç farklı katılımcı, eğitim süreci hakkındaki görüşlerini paylaşmış; 5D metodolojisinin kendi öğretim anlayışlarına nasıl yeni bir perspektif kazandırdığını ve bu yaklaşımı kendi kurumlarında nasıl uygulamayı planladıklarını ifade etmişlerdir. 

Kapanış oturumunda söz alan ilk katılımcı, Amerika’dan eşiyle birlikte programa katılan ve 35 yıldır eğitimcilik yapan Abir Catovic oldu. Birçok İslami okulda görev yaptığını belirten Catovic, modern bilim dilinin gün geçtikçe daha tehlikeli ve seküler bir boyuta evrildiğini vurguladı. Bu bağlamda, 5D Düşünme Yaklaşımı’nın bu boşluğu doldurabilecek nitelikte olduğunu ifade ederek, "Eğer 5D doğru şekilde uygulanabilirse, tıpkı bugün Malezya’dan gelen iki öğrencinin sunduğu örnekte gördüğümüz gibi, eğitim sisteminde büyük bir dönüşüm yaratacaktır" dedi.

Ardından söz alan bir diğer katılımcı ise Malezya’dan gelen tıp doktoru Hanisah Binti Akbar Tajudin oldu. Eğitimci olmamasına rağmen programa katıldığını belirten Dr. Hanisah, bir doktor olarak seküler eğitimle yetiştiğini; ancak zamanla bu yaklaşımın insana dair bütüncül bir bakış sunmadığını fark ettiğini dile getirdi. Özellikle hastalarının birçoğunun fiziksel rahatsızlıklarının ardında derin manevi sorunlar yattığını gözlemlediğini belirten Dr. Hanisah, bu durumun kendisini daha köklü bir anlam arayışına ittiğini söyledi.

5D eğitimine katılmasının, yalnızca profesyonel değil, kişisel anlamda da kendisine derin bir içsel farkındalık kazandırdığını ifade eden Dr. Hanisah, "Her ne kadar İslami referanslarla beslenmeye çalışsam da, aslında doyurucu ve bütüncül bir bakış açısına sahip olmadığımı, 5D modelini öğrendiğimde fark ettim" dedi. Bu sözleri dile getirirken gözyaşlarını tutamayan Hanisah, 5D’nin hayatında ilk kez aradığı hakikate bütüncül bir cevap sunduğunu belirtti.

Özellikle programın ilk dersinde Dr. Necati Aydın’ın “İkra” ayetini Kur’an ve kâinatı birlikte okuyarak anlamlandırdığı açıklamayı duyduğunda, bu bütünlüğün iman inşasında ne denli temel bir ilke olduğunu fark ettiğini söyledi. “Her şeyin bu ayetle başladığını ve imanın bu bütüncül okuma ile tesis edilebileceğini fark ettim” diyerek duygularını dile getiren Dr. Hanisah, 5D modelinin yalnızca bir eğitim yaklaşımı değil; aynı zamanda kaybolan Allah ile bağı yeniden kuran bir yöntem olduğunu vurguladı. Ona göre, modelin özellikle manevi yönü, modern eğitimin ihmal ettiği derinliği ve anlamı yeniden görünür kılıyor.

Kapanış oturumunda son olarak söz alan Hindistanlı eğitimci Asif Akhtar, konuşmasına gözyaşlarıyla başladı. Böyle bir programa katılabilmiş olmayı "büyük bir nasip" olarak tanımlayan Akhtar, konuşmasının oldukça kişisel olduğunu belirterek, "Burada geçirdiğim her gün için ağlasam da yine de Allah’a yeterince şükretmiş olamam" sözleriyle duygularını paylaştı.

Akhtar, dünyada eğitim alanında birçok reform ve dönüşüm hareketine tanıklık ettiğini; ancak 5D Düşünme Yaklaşımı’nın tüm bu girişimlerden farklı, çok daha köklü ve derinlikli bir paradigmaya sahip olduğunu vurguladı. Ona göre bu yaklaşım, sadece pedagojik değil, aynı zamanda varoluşsal bir yenilenmeyi mümkün kılan mucizevi bir nimet niteliğindeydi. Bu noktada özellikle Bediüzzaman Said Nursi’nin fikirlerinin ve bıraktığı ilmi mirasın, 5D modelinde can bulduğunu görmekten büyük bir heyecan ve hayranlık duyduğunu dile getirdi.

Program kapsamında gerçekleştirilen Topkapı Sarayı ve İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi gezilerinin de kendisinde derin bir tesir bıraktığını ifade eden Akhtar, bu mekânların kendisine İslam medeniyetinin altın çağlarını hatırlattığını, aynı zamanda ne kadar yol kaybettiğimizi fark etmesine vesile olduğunu söyledi. Bu farkındalığın, içinde bulunduğumuz çağda yeniden dirilişe öncülük etmesi gerektiğini belirten Akhtar, eğitimin önemli rolü düşünüldüğünde, 5D modelinin bu dirilişi büyük çapta mümkün kılacağına inandığını söyledi.

Kapanış konuşmalarının ardından program, katılımcılara sertifikalarının takdim edilmesi ve küçük hatıra hediyelerinin sunulmasıyla sona erdi. Katılımcıların çoğu, bu eğitimin yalnızca bir bilgi aktarımı değil; aynı zamanda ruhlarına dokunan, yön ve ilham veren bir yolculuk olduğunu ifade ederek, 5D Düşünme Yaklaşımı’nın kendi ülkelerinde de yaygınlaştırılması için sorumluluk üstlenmeye hazır olduklarını dile getirdi.

Bu samimi ve etkileyici paylaşımlar, programın katılımcılar üzerindeki çok yönlü etkisini gözler önüne sermiş; 5D yaklaşımının yalnızca bir pedagojik model değil, aynı zamanda bir varlık ve anlam perspektifi sunduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.