14. Genç Akademisyenler Konferansı Programı Tamamlandı!

Bu sene on dördüncüsü düzenlenen Genç Akademisyenler Programı, 23–28 Ağustos 2025 tarihleri arasında İİKV'de gerçekleştirildi. Dünyanın farklı ülkelerinden gelen genç akademisyenler ve doktora öğrencilerinin katıldığı program, Risale-i Nur’un hem akademik hem de manevi yönleriyle tanınmasına vesile oldu.

29.08.2025


 

Program boyunca katılımcılar, Prof. Colin Turner, Dr. Mashid Turner, Dr. Ahmet Subaşı ve Prof. Necati Aydın gibi değerli hocalardan, Bediüzzaman Said Nursi’nin metodu, tefsir anlayışı ve davası üzerine akademik içerikli dersler aldılar. Gündüz oturumlarında metodoloji, teoloji, çağdaş felsefi meseleler ve İslam düşüncesinin günümüzle irtibatı gibi konular ele alınırken; akşam oturumlarında medrese tarzı dersler yapılarak Risale-i Nur’un manevi boyutu tecrübe edildi. Böylece katılımcılar, Risale-i Nur’u hem akademik hem de içsel bir perspektiften tanıma imkânı buldular.

 

Programa bu yıl Hindistan, Bangladeş, Endonezya, Sri Lanka, Malezya ve Nijerya gibi farklı ülkelerden akademisyenler iştirak etti. Katılımcılar, Risale-i Nur’un kendi ülkelerindeki düşünsel sorunlara, modern şüphelere ve materyalist felsefeye verdiği cevapları değerlendirerek programın kendileri için ufuk açıcı olduğunu ifade ettiler.

Hindistan’dan katılan Muhammed Razi, İstanbul’un çok kültürlü yapısından etkilendiğini belirterek, Bediüzzaman’ın günümüzün felsefi sorularına eksiksiz cevap veren bir alim olduğu kanaatine ulaştığını ifade etti. Yine Hindistan’dan gelen Abdullah Rıdvan, programa katılmadan önce Bediüzzaman’ın gelenekselci mi yoksa modernist mi olduğu konusunda şüpheleri bulunduğunu, ancak Risale-i Nur’u yakından tanıdıktan sonra onun her iki kalıba da sığmadığını, Kur’an’ı çağımıza uygun şekilde yorumlayan bir müfessir olduğunu fark ettiğini dile getirdi.

Sri Lankalı doktora öğrencisi Arkam Mohammed, ülkesinde %90 oranında gayrimüslim nüfus bulunduğunu, onların materyalist düşüncelerine Risale-i Nur’un güçlü cevaplar verdiğini belirtti. Ayrıca Sri Lanka’da bir sempozyum düzenlenmesi teklifinde bulunarak Risale-i Nur’un uluslararası ölçekte yeni açılımlara kapı aralayabileceğini vurguladı. Bangladeş'ten katılan doktora öğrencisi Muhammed Hilaluddin, daha önce Bediüzzaman hakkında akademik makaleler yazdığını, Risale-i Nur’un modern dünyanın sorunlarına çözüm sunduğunu ve Malezya’da çalışmalar yapmayı planladığını ifade etti.

Endonezya’dan katılan master öğrencisi Ahmad Zaky Mubarek, Risale-i Nur’un yalnızca medrese dersleriyle değil, akademik bir çerçevede de ele alınması gerektiğini vurguladı. Özellikle Dr. Ahmet Subaşı’nın “Fıtrat” dersinden istifade ettiğini belirten Zaky Mubarek, bu ders sayesinde insanın yaratılış hakikatini daha iyi kavradığını ve din ile bilimin barışık ve bütünleşik olduğunu fark ettiğini söyledi.

Hindistanlı master öğrencisi Hıdır, doktora çalışmalarını İmam-ı Gazali üzerine yürüttüğünü belirterek Bediüzzaman’ı Gazali’nin en büyük mirasçısı olarak gördüğünü ifade etti. Uhuvvet Risalesi’ni incelediğinde, akli delillerle kardeşlik hakikatinin güçlü bir şekilde işlendiğini dile getirdi. Ayrıca eserlerin tercümelerini talep ederek, Hindistan’daki yayıncılık ve dijital platformlar aracılığıyla milyonlara ulaştırma niyetinde olduğunu paylaştı.

Malezya’dan katılan doktora öğrencisi Zaim Zamri, daha önce seküler eğitim anlayışını benimserken Risale-i Nur sayesinde İslami eğitim perspektifine yöneldiğini anlattı. Risale-i Nur’un Kur’an’a yönlendiren bir tefsir olduğunu, Malezya’da hak ettiği değeri görmesi için gayret göstereceğini ifade etti. Nijeryalı doktora öğrencisi Kazeem Akeem ise Said Nursi’nin sekülerizm, materyalizm ve sanayi devriminin oluşturduğu fikrî kriz ortamında çok kritik bir hizmet ifa ettiğini dile getirerek üç hedefini paylaştı: Said Nursi hakkında bir post-doktora çalışması yapmak, Nijerya’da seminer ve konferanslar düzenlemek ve bir Nursi Araştırma Merkezi kurmak.

Programın sonunda Rüstem Paşa Medresesi’nde yapılan kapanış oturumunda söz alan Said Yüce, katılımcıların Risale-i Nur’u daha yakından tanıdıkça zihinlerindeki soruların çözüldüğünü ve ilgi ile muhabbetlerinin arttığını ifade ederek şunları söyledi: “Kişi bilmediği şeyin düşmanıdır. Risale-i Nur’u tanıdıkça sorularımıza cevap buluyoruz. Bediüzzaman, eserlerini Kur’an ve sünnet rehberliğinde kaleme almıştır. Ezher ulemasının da dediği gibi, biz Kur’an’ı ve Peygamberimizi bu kadar güzel anlatan bir eser görmedik.”

Ayrıca gelecek yıl için planlanan çalışmalar da duyuruldu. Buna göre Ekim 2026’daKüresel Krizlere Kur’ânî Çözümler” başlıklı uluslararası bir sempozyumun düzenleneceği, Risale-i Nur’un küresel ölçekteki sorunlara sunduğu çözümlerin ele alınacağı bildirildi.